Özgüveni Geliştirmenin 8 Yolu

Özgüveni Geliştirmenin 8 Yolu


İçimizdeki gizli güç olan özgüven, yepyeni bir ortama girdiğimizde, yeni kişilerle tanıştığımızda, yeni bir işe girişmek istediğimizde veya kendimizi başarısız hissettiğimiz bir alanda daha iyi olmak istediğimiz zamanlarda gerekli olur. Düşük özgüven, zor durumlara girmekten kaçınmaya, geri bildirim alamamaya, sosyal ortamlarda rahatsız olmaya sebep olabilir.

 

Maxwell Maltz “Düşük özgüven, el freni açıkken hayatın içinden geçmek gibidir. ” demiş. Hayatın içinden geçerken daha kontrollü, başarılı ve rahat hissedebilmek için özgüveninizi geliştirmek isteyebilirsiniz.

 

Özgüvenin nasıl kazanılacağını 8 başlık altında aktaracağım.

 

1) Öncelikle özgüvenliymiş gibi görünün. 

Ya da bir başka deyişle “Özgüvenli olana kadar özgüvenliymişsiniz gibi davranın.” Bazen çekindiğimiz durumlar ya da ortamlar olur. O durumdan sonuna kadar kaçmaya çalışırız. Örneğin, topluluk önünde konuşmaktan çekiniyor olabilirsiniz. Yaptığınız iş ne olursa olsun bir gün bir grup insanın önünde bir şeyler anlatmak durumunda kalabilirsiniz. Hayatınız boyunca bu durumdan kaçmaya odaklanmaktansa farklı bir açıdan bakmaya çalışın. Dinleyicileriniz, siz onlara söylemediğiniz sürece sizin bu konuda özgüvensiz olduğunuzu bilmiyorlar. Onların gözünde özgüvenli biri gibi görünmek için sizce ne yapmanız gerekir? Siz dinleyici koltuğunda otursaydınız, anlatıcı ne yaptığında “Ne kadar özgüvenli birisi” diye düşünürdünüz? Kendinizi özgüvensiz hissettiğiniz konu her ne olursa olsun, onu aslında yapabildiğinizi önce kendinize göstermelisiniz. Bu yüzden de sizin için zor olan bu gibi durumlarda kendinize “Bunu yaptığımda en kötü ne olur?” diye sorun. Çoğu örnekte denemekten zarar gelmediğini görür ve bir sonraki seferde adım atmak için cesaretinizi daha kolay toplarsınız.

 

2) Gülümseyin. 

Gülümsemenizi derinlerde saklamayın. Küçücük bir gülümsemenin birçok sosyal probleme çare olduğunu ve etrafınızdaki herkesi iyi hissettirdiğini görünce şaşıracaksınız. Unutmayın, gülmek vücudun gerginliğini büyük ölçüde alabilen ender eylemlerden biri ve aynı zamanda karşınızdaki kişinin sizi daha özgüvenli görmesini veya çekici bulmasını sağlayan bir işaret. Eğer diş yapınızı göstermekten çekiniyorsanız belki bir ortodonti uzmanına başvurabilirsiniz. Hayatınızın geri kalanı boyunca etrafınızdaki kişileri gülüşünüzden mahrum etmektense bir miktar zaman ve bütçe yatırımıyla özgüveninizi tazeleyebilirsiniz.

 

3) Daha fazla kişiyle tanışın.

Özgüven düşüklüğü yaşayanlar, yeni insanlarla tanışmaktan çekinirler. Çivi çiviyi sökeceği için yeni kişilerle tanışarak farklı hayatlar tanıma ve kendini anlatma sürecini sık sık deneyimlemeye çalışın. Bunu yaparken bir taraftan da kendinizi geliştirmek için eğitimlere gidebilir, ücretsiz eğitimlerden ve seminerlerden haberdar olmak için Meetup, Eventbrite gibi uygulamalardan faydalanabilirsiniz.

 

4) Yeteneklerinizi ve güçlü yönlerinizi düşünün.

Zihin çoğu zaman olumsuza odaklanmaya meyillidir. Bu yüzden olumlu olanlara odaklanmak ekstra çaba gerektirebilir. Kendinizle ilgili iyi şeyleri, arkadaşlarınızın ve ailenizin sizinle ilgili söylediği olumlu sözleri düşünün ve bir kağıtkalem alıp alt alta listeleyin. Louise L. Hay’in “Senelerdir kendini eleştiriyorsun ve işe yaramadı. Kendini onaylamayı dene ve ne olduğunu gör. ” sözünü dikkate alın. Listenizi tamamladıktan sonra bu listeyi kolay ulaşabileceğiniz bir yerde tutun. Çantanızda, cüzdanınızda, mantar panonuzda tutabilir veya fotoğrafını çekip telefonunuzda saklayabilirsiniz. Kolay ulaşılabilir olması önemli çünkü enerjinizin düştüğünü veya kendinize güvenmediğinizi hissettiğiniz her defasında dönüp listenize bakmalısınız.

 

“Gerçek bir özgüven oluşturmak için başarılarımıza odaklanmalı ve hayatımızdaki başarısızlıkları ve olumsuzlukları unutmalıyız.” 

Denis Waitley böyle demiş.

 

5) Başkalarına yardım edin.

İşte veya okulda bir arkadaşınıza, bir aile büyüğünüze veya hiç tanımadığınız birisine yardımcı olabilirsiniz. “Ben zaten yardım ederim.” diyorsanız da normalde yaptıklarınızın biraz üzerine çıkıp daha fazla çaba harcamayı deneyebilirsiniz. Bazen bilgi ve tecrübenizin, bazen fiziksel kuvvetinizin, bazen sadece pürdikkat dinlemeye ayıracağınız zamanın, bazen de tanımadığınız birisine göstereceğiniz bir gülüşün hayat kurtarıcı olacağı durumlar vardır belki. O durumları bulup yardımınızı ortaya koyarak kendinizi daha değerli hissedebilmeniz kolaylaşır. Zaten değerlisiniz. Başkalarına yardım ederek sadece bunu kendinize hatırlatacak yeni ve somut örnekler yaratmış olacaksınız. Kendinize, “her gün bir küçük yardım” veya “her hafta bir büyük yardım” hedefleri koyabileceğiniz gibi sivil toplum kuruluşlarına gönüllü olarak katılarak çocuklar, sokak hayvanları, yaşlılar veya hastalar gibi belli gruplara da sürekli olarak yardımcı olabilirsiniz.

 

6) Bedeninizle barışık olun. 

Fit biri olmanıza gerek yok, yeter ki aynaya baktığınızda gördüğünüz yansımadan memnuniyet duymaya çalışın. Eğer görünümünüz sizi sağlığınız açısından rahatsız ediyorsa düzeltmek için adım atın. Aynı zamanda taze meyve sebze ağırlıklı beslenmek ve fiziksel egzersiz yapmak mutluluk hormonlarını tetikler. Bu da kendinizle ilgili daha olumlu bakış açısına sahip olmanızı kolaylaştırır.

Son zamanlarda birkaç farklı kişiden aynı cümleyi duyduğum için fiziksel farklılıklar konusunda şöyle bir örnek vereceğim: Youtube’da video yayınlamakla ilgili sohbet ederken bazen şunu duyuyorum “Ben de video yapmak isterdim ama benim sesim çok çirkin. Sesimi kaydedip dinlediğimde kendimden nefret ediyorum!” diyorlar. Ses çok ilginç bir konu. Çünkü kişi kendi sesini normalde içeriden duyar, elektronik bir cihazdan sesi geldiğindeyse dışarıdan duyar ve alışık olmadığı bir ses tonudur, tuhaf gelir. Ben de öyle dinlediğimde kendi sesime bayılmıyorum. Ama bu benim sesim kötüdür anlamına gelmiyor. Hepimizin farklı fiziksel özellikleri var. Tüm bu özelliklerimiz bizi biz yapan farklılıklar.

 

7) Kendinize hedefler belirleyin. 

Yapmak istediklerinizin ve yapmanız gerekenlerin bir listesini yapın. Ardından her bir maddeyi daha küçük maddelere ayırın. Örneğin, eğer ana hedefiniz “Daha çok kitap okumak” ise küçük maddeleriniz “Ayda 2 kitap okumak”, “Her gün 20 sayfa kitap okumak” veya “Bir kitap kulübüne katılarak her ay bir kulüp buluşmasına gitmek” gibi olabilir. Küçük hedeflerinizi de alt alta yazdıktan sonra her
yaptığınızda o maddenin yanına kocaman bir tik atmak başarma hissiyle birlikte dopamin hormonunu beraberinde getirecek. Burada önemli olan, gerçekçi, ulaşılabilir ve ölçülebilir hedefler belirlemek. Eğer aşırı kolay veya aşırı zor hedefler belirlerseniz, bu yaptığınızın özgüveninize bir faydası olmaz.

 

8) Hobilerinizi geliştirin.

Herhangi bir spor dalında veya sanatsal bir alanda ciddi zaman ve emek ayırarak edineceğiniz başarıları ya da ortaya koyacağınız ürünleri görmek de kendinize olan güveninizibelki de öncesinde tahmin edemeyeceğiniz kadar artıracaktır.Bundan 4 ay önce ilk kitabım çıktı, ikinci kitabım şu anda yayına hazırlanıyor. Bundan 10 sene önce, bir gün kitabımın olacağını söyleseniz hayatta inanmazdım. Öğrencilik zamanlarımda mecburiyetten yazılar yazardım. Hatta ortaokuldayken kompozisyonlarımı anneme yazdırırdım. Fakat 2012 yılında bir gün kendime bir blog açtım ve yazmaya başladım. Yazdıkça, aslında yazmayı sevdiğimi keşfettim. Meğerse ben yazmayı sevmiyor değilmişim. Ben mecburiyetten yazmayı sevmiyormuşum. İçeriklerde özgür olunca yazdıkça yazasım geldiğini fark ettiğim. Zamanla yazmak benim için çok keyifli bir hobiye dönüştü. Spor ve sanat da belki sizin için okul yıllarınızdan kalan olumsuzlukları hatırlatıyordur. Artık mecburiyetleri olmayan birer yetişkinken belki onlara bir şans daha verir ve yepyeni hobilerinizle tanışırsınız.

 

 

Bu 8 maddenin hepsini harfiyen uygulamanıza gerek yok. İçlerinden yapabileceklerinize inandıklarınızla başlamak bile yeterli olacaktır. Ve lütfen unutmayın ki, başkalarının ne düşündüğüne değil, kendi hayallerinize ve gizli kalmış potansiyelinizi ortaya çıkarmaya odaklanın.